İtfaiyeciler Yıpranma Payında Düzenleme İstiyor
Yıpranma Hakkının Kanun ve Yönetmelikte Belirtildiği Gibi Uygulanmasını ve Yıllık 90 Güne Çıkartılmasını İstiyoruz

İtfaiye çalışanları, çeşitli tehlikeli ve zorlu görevlerle karşı karşıya kalmaktadır. Yangına müdahale, trafik kazaları, deprem-göçük ve patlamalar, su baskınları, intihar teşebbüsleri, suda boğulmalar ve daha birçok acil durumda etkin bir şekilde görev yapmaktadırlar. Ancak, bu ağır şartlara rağmen, itfaiye çalışanlarının yıpranma hakkı uygulamalarında adil bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Mevcut Durum ve Sorunlar
27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı yönetmelik ile 5510 sayılı kanunun 40’ıncı maddesi, fiili hizmet süresi zammı alan meslekleri ve bu süreleri belirlemiştir. Kanun ve yönetmeliğin 15’inci maddesine göre, itfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışanlar yıllık 60 gün fiili hizmet süresi zammı almalıdır. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), itfaiye çalışanlarının yıpranma hakkını yalnızca yangın söndürme saatleri ile sınırlı tutmaktadır. Bu durum, itfaiye çalışanlarının hak ettikleri yıpranma süresinden tam olarak yararlanamamalarına neden olmaktadır.
SGK, diğer meslek gruplarına fiili hizmet süresi zammını kanunda belirtildiği gibi uygularken, itfaiye çalışanlarına yalnızca yangın söndürme saatlerine yıpranma hakkı tanımaktadır. Bu durum, itfaiye çalışanlarının görevlerinin büyük bir kısmının göz ardı edilmesine neden olmaktadır.
Karşılaştırmalı Uygulamalar
- Kurşun ve arsenik işlerinde çalışanlar: 60 – 90 gün
- Cam fabrika ve atölyelerinde çalışanlar: 60 gün
- Cıva üretimi işleri sanayinde çalışanlar: 90 gün
- Çimento fabrikalarında çalışanlar: 60 gün
- Kok fabrikalarıyla termik santrallerde çalışanlar: 60 gün
- Alüminyum fabrikalarında çalışanlar: 60 gün
- Demir ve çelik fabrikalarında çalışanlar: 90 gün
- Döküm fabrikalarında çalışanlar: 60 gün
- Asit üretimi yapan yerlerde çalışanlar: 90 – 180 gün
- Madenlerin yer altında çalışanları: 180 gün
- Su altında çalışanlar: 60 gün
- Türk Silahlı Kuvvetlerinde subay, astsubay, uzman jandarma ve erbaşlar: 90 gün
- Emniyet ve MİT mensupları: 90 gün
- İnfaz koruma memurları: 90 gün
- Basın Kartı Yönetmeliği’ne göre çalışan gazeteciler: 90 gün
- TRT’de Basın Kartı Yönetmeliği’ne göre çalışanlar: 90 gün
- TBMM yasama organı üyeleri ve dışarıdan atanan bakanlar: 90 gün
Hukuki Nedenler
SGK’nın, itfaiye çalışanlarının fiili hizmet süresini kanunda belirtildiği gibi uygulamaması şu yasal düzenlemelere aykırıdır:
- 5510 Sayılı Kanunun 40’ıncı Maddesi
- 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı yönetmelik
- 1982 Anayasasının 2’nci ve 13’üncü Maddelerindeki “Ölçülülük İlkesi”
- 1982 Anayasasının 5’inci Maddesindeki “Kişilerin Hak ve Hürriyetine, Sosyal Hukuk Devleti ve Adalet İlkeleri”
- 1982 Anayasasının 10’uncu Maddesindeki “Herkesin Kanun Önündeki Eşitlik İlkesi”
- 1982 Anayasasının 60’ıncı Maddesindeki “Sosyal Güvenlik Hakkından Yararlanma İlkesi”
- ILO Sözleşmesinin 102’nci Maddesindeki “Sosyal Güvenlik ve Asgari Standartları İlkesi”
- ILO Sözleşmesinin 111’inci Maddesindeki “İş ve Meslek Çeşitleri Bakımından Kişiye Ayrımcılık Yapılmaması İlkesi”
- ILO Sözleşmesinin 118’inci Maddesindeki “Sosyal Güvenlik Haklarındaki Eşit Uygulama ve Ayrımcılık Yapılmaması İlkesi”
- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 2’nci ve 23’üncü Maddelerindeki “Ayrımcılık Yapmadan Eşit Uygulama İlkesi”
Özet ve Talepler
- SGK’nın, itfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışanlara uyguladığı farklı fiili hizmet zammı uygulamasına son vererek, 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı yönetmelik ile 5510 sayılı kanunun 40’ıncı maddesinde belirtilen yıllık 60 günlük yıpranma hakkını, emsal meslekler gibi 90 güne çıkartarak verilmesini istiyoruz.
- 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı yönetmelik ile 5510 sayılı kanunun 40’ıncı maddesinin, 2008 yılı öncesi fiili hizmet süresi (yıpranma süresi) olanları da kapsayacak şekilde düzenlenmesini talep ediyoruz.
Bu talepler, itfaiye çalışanlarının hak ettikleri yıpranma süresini adil ve eşit bir şekilde alabilmeleri için büyük önem taşımaktadır. Afet ve acil durum önleme ve müdahale görevlerinde bulunan itfaiyecilere yapılan bu ayrım, hukuk devleti, kanuni eşitlik ve adalet ilkelerine aykırıdır.